bir bedevi olarak ben

ilk defa başlıkla alakalı bir metin yazacağım için çok heyecanlıyım, heyecanımı yenemediğim için yine başlıkla alakasız yazmaya karar verdim.

yok yok şaka. bu sfere başlıkla alakalı yazıyorum. şimdi nereden geliyor bu bedevilik derseniz zaten tip olarak bir orta doğululuk var bende. kara kuru bir şeyim. aksan desen türkiye' nin en iyi lisesinde okumama rağmen hatta hayatımın okumakla geçmesine  rağmen türkçeyi yeni öğrenmiş bir arap gibi k ları kh diye okuyan biriyim. bir ara düzeltmeye çalıştım  da o zaman da türkçeyi amerikan aksanıyla konuşan ve hala kalın k ları söyleyemeyen bir arap gibi olduğum için bu saçma kombinasyondan vazgeçip benliğime döndüm. benliğime döndüm derken hiç düşük cümle yok bu paragrafta olmadı böyle neyse telafi ederim bir ara.

işin esprisine dönersek 3 haftada başıma birkaç olay geldi onları anlatırsam sanırım bana hak vereceksiniz.

ilk olay telefonumun artık kanalizasyonun bir parçası olması. biliyorsunuz ki dünyanın en saçma adamı benim. o yüzden skil' imi kullanıp ( skil böyle yazılmaz biliyorum) okulda milyon tane soyunma odası varken ben mantığımı kullanıp beden eğitimi dersi öncesi üst değiştirme ayinimi tuvalette gerçekleştirmek isteyince, doğal olarak sıçtım (mecazi midir değil midir siz karar verin). telefon bir snowboard edasıyla mükemmel kavisler çizerek usulca tuvaletin deliğine doğru yol alırken ben sadece bu görsel şöleni izlemekle yetindim. elimde sadece telefonun pili kalmıştı. sinirlenip onu da ben gönderdim ait olduğu yere. pilin gidişi ise ayrı bir görsel şölendi. "ben tekefona değil hattımla beraber giden numaralara üzülüyorum" demeyeceğim çünkü sadece on numara vardı. onları toplamak 2 dakikamı almadı.

ikinci talihsiz olay ise dün akşam başıma geldi. otogara taksiyle geldim (zenginim ulen). taksiye parasını verdim. sonra cüzdanımı bir daha göremedim. fark ettiğimde ise bolu tüneline girmiştik. "ben giden paraya değil kimliğim gitti ona üzülüyorum" da demeyeceğim. zaten içinde para yoktu. tabi nüfus cüzdanı gitti. resmi tatil nüfus müdürlüğü de kapalı. ilan da vermek lazım. nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür. Azamet KARAOĞLAN.

bunu dışında birkaç olay daha var tabi. inanılmaz yorgun bir hafta geçirdim (anlatım bozukluğu oh yes!). okulun edebiyat dergisinin yazmamayayeminedenadam olarak sayfa tasarımını, yazı düzenlemelerini filan yaptım. tabi güzel olmadı. hiç çalışmayan ibnenin biri de durmadan gelip işime karıştı gıcık oldum. ayrıca freehand programının Allah belasını versin. bir harf yazmak için 3 saat uğraştım lan. şimdi de öykü yazmam lazım. hoca rica etti benden. bu yetisizlikle nasıl olur bilmiyorum ama kendimi kendim ve herkese rezil ettiğim bu ortamda formata uygun olduğu için mutlaka paylaşırım.

böyle bir sürecin sonunda tatildeyim, gevşedim ve çöllerde kutup ayısız kalmış bir şekilde bekliyorum. ayrıca otogar çıkışında "pasifim" diye duvara numarası verilen adama da seslenmek istiyorum: olum götüne sahip çıksana lan.

yeterince saçmaladığıma göre artık yazıyı bitirebileceğimi düşünmüyorum. ne yazıyorum ki ne bitireyim değil mi yani? bu kadar da saçma ve netim. a ve i.

Yorumlar

  1. İş yapmayan kişinin adını da versen bilmeyenler aydınlansın

    YanıtlaSil
  2. Bana bir neden söyleyebilir misin, 7 milyar insandan seni ayıran ve beni blogu okumaya itecek?
    Şimdiden Teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. adsıza cevap veriyorum; ben zaten bu blog okunmasın diye açtım. eğer yazılarımı okuduysan bu cümleyi de anlayabilirsin. ayrıca okunmasını da tavsiye etmiyorum.

    YanıtlaSil
  4. oükğio sana söylüyorum o kendini biliyo demek istemezdim ama malesef o kendini biliyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

sizi çakal insanlar

bilmenin ağırlığı, dayanmanın gereksizliği

sizi size anlatmak