Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

son

valla artık yazasım yok. hiç değmeyecek biri ( bunu çok sonradan fark ettim ) yüzünden bıraktım yazmayı. şu an arkamda oturuyor ama emin olun aslanda bunları okumasını hiç mi hiç istemiyorum. neyse bu arada o ironi sevdası filan da hepsi bitti. zaten maymun iştahlının tekiyim. hiç dikiş tutturamadım bir işte. öyle yani. bundan sonra okumayın yani zaten okuyacağınız yeni bir yazı olmayacak ama okumayın işte. okuyacaksanız bunları okuyun: vanilyakaramel.blogspot.com esseginzeggy.blogspot.com

hem kel hem süperseksüel

Sizi gerçekten anlamıyorum diyerek dünyanın en klasik girişini yapmış bulunmaktayım. Bütün yazıları zaten bunun üzerine biliyorum, ben de sıkıldım tamam ama ulan bir ere de anlaşılabilir mantıklı bir şey yapın lan. İmkanım olsa gideceğim bu dünyadan da gözler de hafif bozukluk var almadılar. Bugün fazla konum yok olsa da zaten size ne? Neyse bugün farklı olanı yadırgama kompleksiniz hakkında konuşmak istiyorum. Sana ne lan sizden değilsem. İlla sizin gibi sıradan ve “insan” mı olmalıyım? İlla bütün günlük alışkanlıklarınızı yerine mi getirmeliyim? N'olur sabahları kahvaltı yapmasam, popüler müzik dinlemesem, marka giymesem, görünüşüme dikkat etmesem, her gün duş almasam -tamam, bu sorun yaratabilir-? O ne lan öyle? Beni bu serzenişe sürükleyen özel bir olay tabi ki var ;dünyanın en gaz “insan”larından biri olarak -ironikim değil mi- sinirlenmeden bu kadar hızlı bir şekilde böylesine bir yazı yazmam benden beklenin oldukça altında olurdu. Ama tek de değil onu söyleyeyim. Neyse

uzun zaman sonra

öncelikle belirtmeliyim ki her zaman ki gibi saçmalayacağım; o yüzden hala şansınız varken bana maruz kalmaktan kurtulmayı denemelisiniz. yazı yazmamamın öyle özel bir sebebi yok. burada yaptığımı zaten gerçek hayatta da yapıyorum (milletle dalga geçiyorum kimse anlamıyor sadece ben gülüyorum). hani özel bir ihtiyaç değil belki bilmek istersiniz diye söyledim. işte ilk ironi geldi. yazmamamın özel bir sebebi olmadığı gibi yazmamın da özel bir sebebi yok zaten bunu biliyorsunuz (aynı ironiyi siz anlayana kadar kullanacağım ve dikkat ettiniz mi bugün çok sarkastiğim). ama bir yazasım geldi ya öyle işte. babam kalp krizi geçirmiş ben istanbul'a döndüğüm gün. kendisi oscarlık olmasa da yeşilçamlık bir performansla beni 5 gün boyunca baya baya kandırdı (aslında burada başka bir kelime kullanacaktım ama ensest oluyor). kendisi her gün konuştuğum halde bunu bana cuma günü öğle arası söylemeyi tercih etti kendileri, -anlatım bozukluğu olmadan olmaz- bense sadece şokta olmanın etkisiy

yazmaya çalışırken çığır açmak

Bu eylemi defterin ilk sayfasına yazarken büyük bir zevk ile gerçekleştirdim (yazılarımı bloğuma yazmadan önce sıçtığım deftere). Aslında çığır açmadım; bildiğin sıçtım (söylemiştim). Ama tükenmez kalem işte. Klavyede yazarken de düzeltemiyorum. Aslında düzeltebiliyorum da kim uğraşacak lan? Bu arada bu blogda -ve bu defterde- bol bol gerçekleştireceğim sanırım bu eylemi (sanki daha önce hiç yapmadım) çünkü bu paragrafta yine sıçtım. Aslım meseleye gelirsek; yazmaya çalışanlardan nefret ediyorum. Çünkü yazmaya çalışmak dünyanın en saçma işidir. Bir yazıya çalışabilir peki fakat yazmaya “ıkınmak” boşunadır. Çünkü zaten yazmak için çalışmaya ihtiyaç duyuyorsan senin için kötü insanlık için muhteşem bir haberim var: yeteneğe de ihtiyacın var lan sevgili fukara. Yeteneksiz gerizekalı yazmak senin neyine? Hitabetimi de gerçekleştirdiğime göre tasvire başlayabilirim. Bu yetenek düşmanları edebiyatla ilgilenir görünürler, hatta şiir yazarlar, hatta bazen güzel de olur. Yine sıçtık; hiçb