sıkıntı

ulan çok sıkıldım sizi de sıkayım dedim. zatn bütün mesele bu ben mutlu olduğum zamanlar size pek bulaşmıyorum ama mutsuz olduğumda, sıkıldığımda kafanızı sikesim geliyor. işbu blogun tüm amacı da budur zaten. yani okumak aslında sizin mazoşist eğilimlerinizin bir sonucu. çocukluğunuzdaki bir eksiklik bunun sebebi olabilir. şimdi siz benden psikanalitik bir açıklama beklerseniz yanınıza gelirim ne yapacağımı siz düşünün. küçükken dayak yememişsiniz şımarmışsınız belli işte. her çocuğu ayarında olmak suretiyle dövmek lazım. yoksa şımarığın biri olup illa başkalarından dayak yer. hani madem dayak yiyecek bari yabancıya gitmesin.

 şimdi ben ilişki filan yaşadım ya çok tecrübeliymişim gibi bu konuda bir şeyler yazmak istiyorum. isteğimi haksız bulan varsa sanane lan benim blogum. şunu fark ettim ki ilişkiyi bitirdikten sonra erkekler yapamıyor ama kızlar sanki aralarında hiçbir şey geçmemiş gibi davranabiliyor şimdi bu da nerden çıktı derseniz size ne? canım sıkıldı dedim ya bundan bahsedesim var. siz de müşkülpesent olmayın da konu seçmeyin. şundan vazgeçsem iyi olur ya başka biri varmış gibi konuşuyorum. şizofrenimi ilerletmekten başka bir yararı yok aslında bu blogun. ama ben, kendim ve diğer kişiliklerim gayet memnunuz halimizden ki beraber eğlene de biliyoruz. şimdi size bir sır vereceğim. yaklaşın yaklaşın. (eğer yaklaşan varsa haberim olmasın öldürene kadar dalga geçerim) bilenler bilir ben bir zamanlar çok severdim soğuk havada tek başıma basketbol oynamayı. tek başıma değilim lan işte. ben, kendim ve diğer kişiliklerim -ki bunlar en basitinden bu blogu okuduğunu hayal ettiğim kişiler olabilir- hep beraber aylık oynuyoruz o zamanlar.

 ha ben ilişki filan diyordum di mi? şurada çok mu çok güzel bir şarkı var. sözlerini anlayabilen için bir şeyler ifade edebilir. ha ben size söylemeyi unuttum blogu bıraktığım sırada ingilizce öğrendim az biraz. konuşamıyorum ama anlıyorum -peh- ama bu geçen senenin ingilizcesinden kalıp mezun olamayacağım gerçeğini değiştirmiyor. çalışsam da şu sıralar hayli salak olduğum için -salağım çünkü her şeyi kaybetmeyi başladım en önemli şeyleri bile- kafama girmeyecek ve kalacağım ki bunun en eğlenceli tarafı sınavı geçemez isem sevgili babamın bana bir şans daha tanımayacak olması ve lise terk olacak olmam. olsun lan işim hazır asgari ücretle babamın fabrikamda çalışırım artık. o değilde dalga geçin lan eğer öyle bir şey olursa ben öyle bir hayat yaşamak istemiyorum öleyim daha iyi. ama hani intihar etmiyorum ya inançsal sebeplerden dolayı o yüzden siz dalga geçin kahrımdan öleyim. zaten hayatı yaşamak bir zamanlar olduğu kadar kolay değil.

 ha bir şey söyleyeceğim hani arada böyle ciddi cümleler var ya bu yazıda araya serpiştirilmiş hani. onları gerçekten ciddiye alanlara bir şey söylemek istemiyorum. allah'a havale ediyorum. tabi bu bunları söylerken ciddi olmadığım anlamına da gelmiyor ki bunları söyleyerek sadece kafa karıştırmak istiyorum olabilirim ki istiyorum da ama bu aynı zaman da ciddi oldukları anlamına gelmesini de sağlayabilir derken cümlenin başını unuttum geriye bakmak da zor geliyor bu arada bana spam olarak penis büyütücü reklamı gelmesi çok ironik değil mi lan? insanlar bunu bilerek yaptırdığımı düşünebilir sırf ironik olsun diye. ha reklamlarda satılanı aldığımı düşünecek olan biri varsa lamarck'ın bir lafı var "kullanılmayan organ körelir" hatta çürür, kurur, düşer. korkmayın lan ben memnumun bu halimden.

 bir de buna laf edenler vardı eziyet edemezsin diye. cem; abi saçmalama benim o istediğimi yaparım. istersem elden bile çıkarırım bilmiyorum yeterince açıklayıcı oldu mu? aklıma gelmişken mezuniyet fotoğraf albümü filan bir kaç şey söyleyesim var. istediğinizi yapın sadece bana bulaşmayın. an itibariyle mezuniyete gelmeyi pek düşünmüyorum ki diploma törenine de sadece annnem gelmek istiyor diye geleceğim sanırım. mezuniyette o kalabalığın içinde yalnız olmaktansa evde tek başıma yalnız olurum daha iyi. hem ben mezun olamayacağım ki. fotoğraf albümü içinde şimdi dürüst olun ben bile tipimi beğenmezken (şikayetçi değilim işimi görüyorlar ama göze pek hoş geldikleri söylenemez)yıllar sonra o albümü alıp benim resmimi görmek ister misin? ben o albümde olmayarak -eğer yapılırsa- insanlara büyük bir iyilik de bulunacağım bu fedakarlığımı ya da kıyağımı diyeyim unutmayın.

 kafa göz yararaktan bir yazının sonuna daha geldim. yine aklıma gelmişken okuyan varsa biri illa ki fark etmiştir imzama bir ekleme geldim. a ve i nin ne olduğunu daha önce açıkladım ama sb'yi açıklamayı düşünmüyorum ki boşuna uğraşmayın bir mana veremezsiniz onu anlayabilecek tek kişi var ki kendisi blogumu okumuyor ve okusa da öncelikle anlayacak insanın kendisi olduğunu anlaması daha sonra da hafızasını iyice yoklayıp bir mana vermeye çalışması lazım -ki kendisi pek bir unutkandır- yani sonuç olarak kimse anlayamaz sadece sübo değil onun bilin o da yeter size. verdiğim rahatsızlıktan dolayı gayet memnunum. şimdi gidin başımdan. a ve i/sb.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

sizi çakal insanlar

bilmenin ağırlığı, dayanmanın gereksizliği

sizi size anlatmak