je suis venu! bienvenu osman!

şimdi ben buraya döndüm? niye döndüm? nasıl döndüm? yoksa dönmedim mi? gördünüz haber verdim sonra da bağıra bağıra döndüm. bid dönüp de dönmedik mi dedik? bunlar benim şahsiyetime gölge düşürmek için söylenen bir takım laflardır.

 oh be. burada saçmalamayı özlemişim. niye döndüğümü söylesem mi bilemiyorum. şimdi karar veremedim bakarsınız ileride söylerim. neyse ne diyorduk özlemişim burayı. bir süredir sizin de bildiğiniz gibi aslında kimsenin bilmediği gibi serbest saçmalama işine sivil hayatımda devam ediyordum. sanki burası farklı bir mecraymış gibi. bu zaman boyunca insan değilim mottosundan vaz geçtim. aranıza karıştım. aforizmalar yaptım. hayatım bir ara baya güzeldi tekrar cehenneme dönünce gelip bu mutlu haberi sizinle paylaşmak istedim. sizi çok seviyorum buna emin olun orospu ç. (sansürü yanlış yere koydum galiba).

 niye döndüğümü söylemeye karar verdim. size duygusal yönümü göstermek istemiyorum beni olduğum gibi tanımanızı istiyor değilim. sevdiceğim bana artık daha fazla dayanamadı haliyle çekti gitti. ben de kendime meşgale aradım ve sizin beyninizi yine yeniden ve tabi büyük bir zevkle s.kmek için geri dönmeye karar verdim. tabi s.kmek burada mecaz. o konuda değişmedim "insan insanı siker mi hiç?"

 üzerimdeki ataleti attıktan sonra tekrardan eski günlerdeki gibi uzun, anlamsız ve boş cümlelerle dolu yazılarımı -tabi ki de okumayacaksınız okuyanın ben aklını...-görebileceğiniz gibi tepemin nasıl attığını, insanların kafasını nasıl aldığımı ve hevesimin nasıl kaçtığını yani blogu yine bıraktığımı görebilirsiniz diye umuyorum. farkında olamayacağınız gibi -ki kimse okumuyordu bu blogu gelenek devam eder herhalde ve etmeli de akıl ve ruh salığı için siz güzel insanların- agresifliğimi kaybetmeye başladım. bu yazacağıma ciddiye alın ya da almayın ki hiçbir zaman ciddi olup olmadığımı bilemeyeceksiniz: "içim sevgiyle o kadar dolu ki nefrete yer kalmadı"

 inanmayın lan bunlara tamam seviyorum da hala birçoğundan nefret ediyorum her ne kadar bazı hayatı boşvermişler, sevgi pıtırcıkları ve tabi engin hayat tecrübesine sahip olan 18 yaşındaki fiziken de minicik atarlı insanlar ikisinin de aynı insanda bulunamayacağını o yüzden içimde bulunanın sevgi olmadığını iddia etseler de. ulan sevdiğimi kaybettim diye acı bile çekemez oldum neymiş sevgi bu değilmiş. belki de budur ve bu güzeldir bunu hiç düşündün mü sevgili hayatı boşvermiş ve dünyayı gezmeyi planlayan insan. bilmiyorum bu söylediklerime alınır mı. aslında biliyorum alınır ve kırmayı istemeyeceğim birkaç insandan biridir ama olsun yaptıklarına say lan sarışın.

tabi siz onun kim olduğunu anlamadınız anladıysanız da anlamadınız diyorum laf dinleyin yoksa ramazan'da fem kantininin ortasında binlerce insanın önünde damla tezcan'ın gelin şeklindeki doğum günü pastasına kaso'nun yaptığı gibi kafanızı alırım. bu arada sevdiceğim hakkında burada hiç bir yorum olmayacak kendisi hala sevmekteyim ve kendisine burada insanlara söylediğim cinsten şeyleri asla söylemem ki bu eğer olur da okursa diye - ki çok uzun diye okumayacağını biliyorum okumaya kalkışsa bile-. tekrar yalnız olduğum için yani gerçekliğime döndüğüm için -ki bilen bilir kaderci anlayışın dibine vurmuş biriyim- alnımda ne yazıyorsa o yani kimse buna karışamaz ne yazıyorsa o. cümleyi bitirmeyi unuttum ha gerçekliğe döndüğüm için eski agresifliği, hiddeti kazanmam gayet muhtemel fazla bulaşmayın diyeceğim ama o zaman da bana malzeme kalmaz bulaşın siz amına koyim. ben de sizin belanızı... küfürden rahatsız olanlar yorumlarının silineceğini bilerek -tabi ki benim onları görmem lazım uzun süreler görmeye de bilirim- bana küfredebilirler ama şunu bilsinler küfürlerinde hangi akrabamdan bahsederlerse onların o akrabaları o gece uykusunda boğularak ölebilir. geri dönmenin verdiği rehavet ile okuyanın harcadığı zamanı ben... a ve i/sb

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

güneş batarken -depresyonun- ardındaki tepelerin

tren garından özür diliyorum

nezih bir ortam