hafıza denen şerefsiz
yıl 2003, mayıs ayının sonunda bir pazar günü. 4. sınıftayım ve sınıfça paşabahçe'ye pikniğe gideceğiz. okul bahçesinde; biz sıradayız, envai çeşit veli (anne, baba, babaanne, anneanne, hala, vb.) de kenarda bekliyor. ilkokul aşkım o senenin başında bize katılmış, benim gibi zeki, benim gibi derslerinde başarılı. o hafta da dersler sene sonu boşluğunda geçerken fırsat bu fırsat deyip ilan-ı aşk etmişim. sıra bir anlığına dağılıyor, annem bana "hangisi bakiim o kız?" diye soruyor, sevdiceğimi gösteriyorum ve cevap olarak "o ne oğlum kara kuru bir şey" cümlesini alıyorum. yıl 2017, günlerden 14 haziran çarşamba. bitirme tezi sunumum var. sunumdan önce çay içerken "sorduklarında cevap veremeyeceğim bir soru yok, bu konuda ülkenin en bilgili insanlarından biriyim." diye tevazu şov yapıyorum. sunum başlıyor, bütün sene ingilizce çalıştığım konuyu grup arkadaşımın ricası üzerine kafamda simültane tercüme edip ana dilimde anlatmaya çalışırken -ve zorla...